ABD Savunma Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatı ile düzenlenen operasyonda İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani‘nin öldürüldüğünü bildirdi.
İLKOKUL MEZUNU, İNŞAAT İŞÇİSİYDİ
ABD’nin 3 Ocak 2019’da Bağdat’ta düzenlediği saldırıda öldürülen İranlı Komutan Kasım Süleymani, ilkokul mezunu bir inşaat işçisiydi. 1956’da İran’ın güneydoğusundaki, Afganistan sınırına yakın Rabord köyünde doğan Süleymani, 19 yaşındayken, Hamaney’in öğrencilerinden birinin verdiği sohbetlere katılmaya başladı. Hemen ardından Hamaney’le doğrudan bağlantı kurdu.
Sadece birkaç yıl sonra İran İslam Devrimi gerçekleşip Hamaney liderlik koltuğuna oturduğunda, Devrim Muhafızları’nın göze çarpan isimlerinden biri olmuştu.
İran-Irak savaşında cephede savaştıktan sonra uzun süre Afganistan sınırındaki birliklerin komutanı olarak görev yaptı.
SADECE DİNİ LİDERDEN EMİR ALIYOR
1990’larda Taliban, İran’ın doğu sınırlarında daha fazla etkinlik göstermeye başladığında Tahran, bundan Suudi Arabistan ve Pakistan’ı sorumlu tuttu.
Hamaney, 1998’de, İran devrimi sonrası İran’ın etkisini bölgede yaymak üzere kurulan Devrim Muhafızları’nın bünyesindeki en etkili güç olan Kudüs Gücü’nün başına Süleymani’yi getirdi. O tarihten bu yana da doğrudan İran’ın dini lideri Ali Hamaney’e bağlı. Süleymani’nin komutan olmasından sonra Kudüs Gücü, tüm bölgede istihbarat faaliyeti yürüten, özel operasyonlar da yapan, sadece devletlerle değil devlet dışı gruplarla da yakın ilişki geliştirerek etkinliğini geniş bir alana yayan bir silahlı güce dönüştü.
Süleymani yazısı için New Yorker’a konuşan bir Iraklı yetkili, “Toplantılar esnasında odanın bir köşesinde tek başına, sessizce oturur. Konuşmaz, yorum yapmaz, sadece oturur ve dinler. Ancak o esnada odadaki herkes onun düşündüğünü düşünüyordur.”
SURİYE’YE Şİİ SAVAŞÇILAR GETİRDİ
2018’de Maryland Üniversitesi’nin IrakPoll ile birlikte yaptığı araştırmaya göre, Kasım Süleymani, yüzde 83’le Irak’ta en sevilen kişi oldu. Kudüs Gücü ve Kasım Süleymani, son dönemde bölgede etkinliğini savaşçıları üzerinden artırdı.
Suriye’de yakın ilişki içinde olduğu Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimine karşı başlayan iç savaşta, Esad’ın yanında savaşmak üzere Afganistan’dan, Irak’tan ve Lübnan’dan Şii milis güçlerini Suriye’ye gönderdi.
İç savaş boyunca birkaç kez Suriye’nin farklı bölgelerinde cephede görüldü.
2014’ten itibaren Suriye’de Kudüs Gücü askerlerinin cenazeleri yapıldı, bu cenazelerin haberleri İran medyasına da verildi.
Haziran 2013’te, Lübnan sınırındaki Kuseyr’in Şam ordusu tarafından ele geçirilmesi, muhaliflerin 2 yılda büyük kazanımlar elde ettiği iç savaşın seyrini değiştiren olay oldu.
Kasım Süleymani’nin burada oynadığı rol, Nasrallah’tan Hizbullah savaşçılarını Kuseyr’e göndermesini istemek oldu. Hizbullah’ın ilk kez Suriye’de aktif olarak savaştığı cephede Esad büyük bir kazanım elde etti.
HİZBULLAH’ÇILARIN CENAZESİNE KATILDI
Süleymani, Lübnan’daki etkinliğini, Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah’la çok yakın bir ilişki kurarak geliştirmişti. Lübnan’daki birçok siyasetçi ve uzman, Lübnan siyasetine ve İsrail’le olan çatışmalara yön veren örgütün Hizbullah olmadığını, doğrudan Kudüs Gücü ve Kasım Süleymani olduğunu söylüyor. Kasım Süleymani, öldürülen Hizbullah komutanlarının cenazelerine de katıldı. İran devlet televizyonuna verdiği bir röportajda, 2006’da başlayan Hizbullah öncülüğündeki Lübnan-İsrail savaşı sırasında cepheye giderek Hizbullah savaşçılarına liderlik ettiğini söyledi.
ABD İLE GÖRÜŞMELER
ABD, 11 Eylül 2001’de New York’taki saldırıdan El Kaide’yi sorumlu tutup Afganistan’a operasyon düzenleyeceğini açıkladığında, Cenevre’de, İranlı ve Amerikalı yetkililer arasında görüşmeler yapıldı.
Çünkü İran da Suudi Arabistan’ın uzantısı olarak gördüğü bu örgüte karşı Afganistan sınırında savaş veriyordu. Kasım Süleymani’nin yönlendirmesiyle İran heyeti, El Kaide’ye ait tespit ettikleri üslerin yerlerini Amerikalılarla paylaştı.
Ancak ABD’nin 2003’te Irak’ı işgali sırasında bu sınırlı işbirliği de sona erdi. Kudüs Gücü’ne bağlı Hizbullah Tugayları, Mehdi Ordusu, bugün Haşd-i Şabi’nin en kalabalık ve en kritik gücü olan, 1982’de Irak’ta İran için savaşmak üzere Şii güçleri toplayan Bedir Tugayları, o dönemde Irak’ta Amerikan işgaline karşı mücadele etmek üzere bir araya getirildi. İlk aşamada Irak’ın Sünni lideri, İran’a karşı 8 yıl boyunca savaşmış olan Saddam Hüseyin’in devrilmesi için ABD işgaline üstü kapalı destek verseler de Hüseyin’in idamının ardından ABD’ye karşı savaşmaya başladılar. 2007’de iki ülke arasında bir dizi görüşme daha yapıldı.
Bağdat’ta bir araya gelen Amerikalı ve İranlı yetkililer, Irak’taki mezhep çatışmalarıyla nasıl mücadele edeceklerini görüştü. Görüşmelere katılan eski ABD Büyükelçisi Ryan Crocker, BBC’ye verdiği bir mülakatta, görüşmelerde General Süleymani’nin oynadığı gizli rolü şöyle vurgulamıştı:
“İran temsilcisi sürekli ara verilmesini talep ediyordu. Önce sebebini anlayamadım. Ama daha sonra fark ettim, kendisinin değinmediği konularda bir şey söylediğimde Tahran’a telefon açıp soruyordu. Tahran tarafından sıkı bir şekilde yönlendiriliyordu. Telefonun diğer ucundaki kişi de Kasım Süleymani’ydi.”
Süleymani, Irak’ta 2010’da İran’a yakınlığıyla bilinen Nuri el Maliki’nin başbakan seçilmesinde de, koalisyon görüşmelerine katılan yardımcıları sayesinde etkili oldu.
Haber Videosu
: Amerika’nın füzeyle öldürdüğü İranlı General Kasım Süleymani kimdir?