Bakan Pekcan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) ile ABD Ticaret Odası tarafından düzenlenen 38’inci Amerikan-Türk Konferansı’na video konferans yöntemiyle katıldı.
Pekcan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ABD ile ortaklığına değer verdiğini ve ülkeyle bağlarını geliştirmeye hazır olduğunu söyledi.
Dünyanın önemli bir değişim sürecinden geçtiğine işaret eden Pekcan, iki ülke arasındaki bağların bu zorluklarla başa çıkmak için yeterli güçte olduğunu ifade etti.
Ticaret hacminde bu yılın ilk 8 ayında yüzde 3,5’lik artış
Pekcan, iki ülkenin ticaret ve iş ilişkilerinin son yıllarda arttığına dikkati çekerek, “2002 yılında 6,4 milyar dolar olan ikili ticaret hacmi, 2019’da 21,1 milyar dolara yükseldi. Ayrıca 2020’nin ilk 8 ayında ticaret hacmimiz yüzde 3,5 arttı. Bugün Türkiye’de, toplam 12,8 milyar dolarlık yatırımla 2 bine yakın Amerikan şirketi faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin ABD’deki doğrudan yabancı yatırımı yaklaşık 6,8 milyar dolar seviyesinde bulunuyor ve bu her geçen gün artıyor.” bilgilerini verdi.
Bakan Pekcan, “Son on yılda önemli bir ticaret ve yatırım hacmi gözlemlemiş olsak da her iki ülkenin potansiyeli düşünüldüğünde bu yeterli bir oran değil.” diye konuştu.
“İki ülke iş dünyası arasındaki iş birliğini artırmak çok büyük önem taşıyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret başta olmak üzere her alanda daha güçlü iş birliğine ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir olduğunu aktaran Pekcan, bu nedenle ikili ticari ilişkiler için 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin belirlendiğini ve ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross ile bu hedefi gerçekleştirmek için yakın bir şekilde çalıştıklarını anlattı.
Pekcan, öncelikli sektörlerin belirlendiğini ve her iki tarafın beklentilerinin konuşulduğunu belirterek, “Özel sektör bakış açısını sürece yansıttık ve şimdiye kadar ortak çalışmadan çok memnun kaldık. Sonuç olarak liderlerimizin belirlediği hedefe bağlıyız. 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine doğru hızla ilerlememiz gerektiğine inanıyorum. Buna ulaşmak için iki ülke iş dünyasının istekliliği ve katkıları kritik rol oynayacaktır. İki ülke iş dünyasının arasındaki iş birliğini artırmak çok büyük önem taşıyor.” dedi.
“Ticaret ortamını iyileştirmek için bazı adımlar gerekli”
Ticaret ortamını iyileştirmek için bazı adımların gerekli olduğuna işaret eden Ticaret Bakanı Pekcan, şunları kaydetti:
“Bu bağlamda, çelik ve alüminyum (Bölüm 232) soruşturması nedeniyle çeliğe ek vergilerin uygulanması ve Türkiye’nin GSP (Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi) programından çıkarılması gibi ABD hükümetinin politikaları ortak hedefimize ulaşma çabalarımızı olumsuz etkiliyor. Nitekim Bakanlıklarımız arasındaki kapsamlı diyaloğa rağmen sınırlı sayıda ürünü GSP programına yeniden dahil etme talebimiz olumlu bir yanıt alamadık. Benzer şekilde, çelik ve alüminyum (Bölüm 232) tedbirleriyle ilgili olarak diğer birçok ülkeye teklif edilen makul düzeyde bir kota müzakeresine hazır olduğumuzu ifade ederken, ne yazık ki bu alanda da ilerleme olmadı.”
Pekcan, enerji alanında Avrupa ülkeleri arasında Türkiye’nin geçen yıl itibarıyla ABD’den en büyük LNG ithalatçılarından birisi olduğunu belirterek, “Bizim açımızdan böyle olumlu bir gelişmeye rağmen, mevcut önlemlere ek olarak, ABD Ticaret Temsilcisi Ofisi yakın zamanda dijital vergi hizmetleriyle ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma sonundaki alınabilecek önlemler de ticari bağlarımızı olumsuz etkileyebilir.” diye konuştu.
ABD’nin bu tür politikalarının Türk firmalarının ABD pazarına giriş olanaklarını ciddi şekilde sınırladığına ve iki ülke başkanlarının ortak vizyonuyla çeliştiğine işaret eden Pekcan, LNG veya mobilya gibi belirli ürünlerdeki ihracatı teşvik etmek için ticaret misyonları düzenlemeye yönelik ortak niyetlerinin olduğunu ancak bunun pandemi nedeniyle henüz gerçekleşemediğini ifade etti.
“Türkiye’nin ABD’li yatırımcılar için oldukça çekici olduğuna inanıyoruz”
Enerji, konfeksiyon, tekstil, mobilya, mücevherat, beyaz eşya ve yapı malzemeleri gibi belirlenen öncelikli sektörlerde bir dizi çevrim içi etkinliğin hayata geçirilebileceğini dile getiren Bakan Pekcan, “Diğer birçok gelişmekte olan ülkeyle karşılaştırıldığında Türkiye, pazar erişimi için geniş fırsatlar sağlıyor ve daha güçlü, daha rekabetçi ve liberal bir iş ortamı oluşturmaya kendini adamış durumda.” değerlendirmesinde bulundu.
Pekcan, Türkiye’nin ABD tarafı için önemli olan konuların farkında olduğunu belirterek, Türkiye’nin ABD hükümeti ile çalışmaya, dengeli ve karşılıklı bir temelde ilerleme şartıyla tüm konuları açıkça tartışmaya hazır olduğunu dile getirdi.
Daha fazla ticaret ve yatırım için daha derin ikili iş birliğinin sağlanmasının ikili ilişkilerin geliştirilmesinin temel reçetesi olduğunun altını çizen Pekcan, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin sağlam üretim altyapısının, üretim merkezlerini çeşitlendirmeyi düşünecek ABD’li yatırımcılar için oldukça çekici olduğuna inanıyoruz. Özellikle Türkiye’nin devam eden teknolojik dönüşüm sürecine hizmet edecek projelerle ilgileniyoruz. Yenilikçi, Ar-Ge yoğun ve yüksek katma değerli ürün ile hizmetlere yönelik ilgili yatırımları teşvik edeceğiz. Mevcut sanayi bölgelerine ek olarak, yeni teşvikler sağlayarak yüksek teknoloji yatırımlarını teşvik etmek için kısa süre önce Türkiye’de yepyeni bir ‘ihtisas serbest bölgesi’ modeli başlattık. İlk ihtisas serbest bölgesi, halihazırda İstanbul’da belirlendi ve yeni yatırımcıları bekliyor.”
Belirli sektörlerde ikili ticaret anlaşması çağrısı
Ticaret Bakanı Pekcan, savunma sanayi gibi alanlarda Türk ve Amerikan şirketlerinin birlikte çalışma konusunda geniş deneyime sahip olduğunu hatırlatarak, “ABD’nin belirli projeler için ihracat lisanslarını erteleme veya reddetme uygulamalarının şirketlerimiz arasındaki iş birliğine zarar verdiğini belirtmeliyim. Bu vesile ile bu tür uygulamaların üstesinden gelme çabalarımızı desteklemek için Amerikan şirketlerini ve onların Türk ortaklarını bu konuyu ABD’li yetkililere daha sesli bir şekilde gündeme getirmeye davet ediyorum.” diye konuştu.
Gelecek aylarda ortak hedeflere ulaşmak için Türkiye ve ABD’nin somut adımlara odaklanarak birlikte daha yakın ve yoğun çalışması gerektiğini vurgulayan Pekcan, “Kısa veya orta vadede, belirli sektörlerde ticareti karşılıklı olarak serbestleştirmeye yönelik ikili bir anlaşmanın imzalanmasının ticari ilişkilerimize önemli bir ivme kazandıracağını belirtmeliyim.” dedi.