Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarım Sektörü Paydaş toplantısına katılmak üzere Kastamonu’ya geldi. İlk olarak Kastamonu Valiliğini ziyaret eden Bakan Pakdemirli, Valilik şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Çakır’ı ziyaret etti. Buradaki ziyaretin ardından Bakan Pakdemirli, ardından Halk Eğitim Merkezinde gerçekleştirilen Tarım Sektörü Paydaş toplantısına katıldı. Toplantı öncesinde Bakanlığın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgiler veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Pandemide hiçbir gıda maddesinde sıkıntı çekmedik. Markette bir kuyruğa girmedik. Bunlar bizlerin üreticileri sayesinde oldu” dedi.
“Pandemi sürecinde 106 tane tedbir aldık”
Pandemi öncesinde 106 tane tedbir aldıklarını dile getiren Bakan Pakdemirli. “Bu tedbirler sayesinde marketlerde kuyruklar olmadı. Marketlerde yağmalar olmadı. Yurt dışında gelişmiş ülkeler ABD, İtalya, Çin gibi birçok ülke bakıldığında marketlerde kuyruklar oluştu. Marketler yağmalandı ama ülkemizde böyle bir şey olmadı. Çünkü bizler güveni verdik. Pandemi öncesinden almış olduğumuz tedbirler sayesinde ilk vakanın görülmesinden önce üreticilerimize sizler üretiminizi arttırın çünkü raflara bir saldırı olacak dedik. En az 4 defa olacak. Bakanlık olarak bunları öncesinde öngördük. Bunlara belli bir düzen içerisinde marketlerle paylaşım yaptık” dedi.
“Türkiye’deki tarımsal üretim miktarı 333 milyar liraya geldi”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi öncesine kadar Türkiye’de tarımsal üretim miktanının 180 milyar lira olduğunu şu anda da bu üretimin 333 milyar liraya yükseldiğini söyleyen Bakan Pakdemirli, “Bazı ürünlerde yüzde bin 300 civarında yani 15 misline varan artış olmasına rağmen hakikaten Türk insanını pratikliği hem perakende sektörünün iyi bir sınav vermesiyle aynı zamanda üreticilerimizin de iyi bir sınav vermesiyle neredeyse hiç sıkıntı yaşamadık. Bizler pardemi sürecinde aldığımız önlemler arasında çiftçimize diplomatik pasaport verdik. Herkes evinde otururken çiftçimiz üreticimiz sokakta, tarlada ağılda serasında çiftliğinde üretimine devam etti. Bu sayede Türkiye’nin çok ötesinde bir büyüme ile geçtiğimiz yılı kapattık.
Tarım sektöründe ve üretimde genel anlamda bir problem olmadığı gibi gıda zincirinde de bir sorun yaşamadık. Bunun sonucunda Türkiye’deki tarımsal üretim miktarı 333 milyar liraya geldi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin başında bu rakam 180 milyar liraydı. 3 yılda bu rakamı 333 milyar liraya yükselttik. Son yıla baktığınızda sadece yüzde 20 artış yaşandı. Büyümeye bakarsanız yüzde 4.8 büyüme sağlandı. Türkiye’nin geçen yılki büyümesinin çok ötesinde büyüme yaşandı. Bu bakanlık sayesinde olmadı çiftçilerin üretmesiyle oldu” diye konuştu.
“Bu yıl 24 milyar lira destek vereceğiz”
2021 yılında 24 milyar lira civarında destek sağlayacaklarını söyleyen Bakan Pakdemirli, “Bu da göreve geldiğimizde 14 milyar liraydı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile birlikte desteklerde artış sağlandı. Özellikle AK Parti döneminde hiç olmayan destekler misli artarak buralara geldi. Son üç yılda neredeyse iki misline varacak desteklerle bu iş daha iyi bir noktaya getirildi. Birçok marka projeler yaptık tarımsal alanda. Tarım, Türkiye’de futboldan daha çok konuşulan bir konu haline geldi. Herkes konuşsun bizde bunlardan bir şey alalım ve bir eylem planı haline getirelim istiyoruz. 38 eylem planı hazırladık. Bunların 16 tanesini harekete geçirdik” şeklinde konuştu.
“Dünya rekoru kırdık”
Birçok projeyi hayata geçirdiklerini anlatan Bakan Pakdemirli, “4 saat içerisinde 13.8 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Bunları yaparken iki tane de dünya rekoru kırdık. AK Parti hükümetleri döneminde destekler arttı. AK Parti öncesinde destekler pek yoktu. Bugün Türkiye’de kimse diyemez ki buğday, hububat, arpanın, mercimeğin fiyatlarından bizler memnun değiliz” ifadelerini kullandı.
“Üreticilerimizi enflasyona ezdirmedik”
Daha önceden yapılmayan birçok üründe ürün alımlarında müdahil alımlarına başladıklarını belirten Bakan Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunları yaparken kamuya zarar ettirmeme prensibi ile çalışarak ilk önceliğimiz üreticilerimizin para kazanmasıdır. Üreticilerimize de para kazandıracak şekilde bu müdahil alımlarıyla ilgili politikaları ortaya koyduk. Bugün Türkiye’de kimse diyemez ki buğday, hububat, arpanın, mercimeğin fiyatlarından bizler memnun değiliz. Burada hep maliyetlerin üzerinde artan aylık enflasyon ve üzerine de maliyetler eklendi. Ekmeklik buğdayda geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasında yüzde 36 fiyatlar arttı. Son üç yılda asla bizler üreticilerimizi enflasyona ezdirmedik. Elbette dünyanın içinde bulunduğum durumlardan dolayı ekonomik olarak çok iyi durumda diyemeyiz. Ama mümkün mertebe bizler bakanlık olarak üreticilerimizi bizler bu etkilerden hariç tutmaya çalıştık. Bunu da önemli bir oranda başardığımızı söyleyebilirim.”
“Kuraklıkla ilgili her türlü tedbirlerimizi aldık”
Bakan Pakdemirli sözlerini şöyle devam etti:
“Bunun ciddi etkilerini görüyoruz, Kastamonu’da belki kuraklık olmayabilir. Ancak Türkiye güçlü bir ülke. Gerek stoklarımız olsun, gerek takviye yöntemleri olsun hep bu işleri öngörerek daha öncesinden mevcut stoklanmaların üzerinde stoklanarak bu işin üstesinden gelmiştir. Türkiye dün olduğu gibi bugünde gıda tedarikiyle ilgili bir sıkıntı yaşamadık. Bundan sonrada bir sıkıntımız olmayacak. Türkiye güçlü bir ülke, kendi kendine yeterlidir hububat konusunda. Bir sıkıntı yaşanmayacak. Gerekli bütün tedbirleri aldık. Gerekirse daha fazla tedbir alırız. Gıda güvenliği açısından bir problem yaşanmayacağı bizim için son derece önemli. Üreticilerimiz moralini bozmadan üretimlerine devam etsinler. Bu yüzden özelikle hasar durumuna göre dekarda 100 liraya varan Sayın Cumhurbaşkanımızın tarafından açıklanan zarara karşılık bir para ödemesi yapacağız. Çiftçilerimize kuraklık desteği ödemesi yapacağız. Kuraklıktan zarar gören çiftçilerimizin Tarım ve Ziraat Kredi borçları ertelenecek.
TARSİM’de sigorta da yaptırmakta fayda var. Üreticilerimizin ondan sonra Bakanlık tarafından bu konuda bir ödeme var mı yok mu soruyor. Bunu bir miktarda geçici olarak görmeliyiz. Pandemi ile birlikte bölgemizde bir de kuraklık var. Birçok bölgede kuraklığın olduğu bir süreci yaşıyoruz. Bunu geçici olarak görmeliyiz ve fiyatların daha normalize olacağını bilmemiz lazım. Sadece bir günde 680 dolar olan ayçiçeği ham yağının bin 700 dolarla kadar fiyatı yükseldi. Allah’tan Ramazan döneminde sektör stokluydu, 1700 dolarda iken ithalat olmadı. Ama bizim sezonla birlikte biraz daha normalize olacak fiyatlara sorunlu bir gidişat var, şu anda da bin 300 dolarda seyrediyor. Bunlarında yavaş yavaş geriye doğru düşmesini bekliyoruz. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.”
“Türkiye’nin gündeminden ithal hayvanı çıkarttık”
Bakan Pakdemirli, “Bir taban fiyat açıkladık, onun üzerinde oluşmasını sağladık, çiftçimizin yüzünü güldürdük ama besicilerimizin de yüzünü güldürmemiz lazım. Bizde yem ile bir regülasyon yapmaya karar verdik. Son üç yılda bizler üreticilerimize TMO üzerinden mısır, arpayı sürekli yem bitkisi olarak sağlamaya başladık. Birçok üretimiz de yem sanayisine tedarik sağlıyor. Yem sanayicimiz bu regülasyona açmak kaydıyla yem fiyatlarında ton başına yüzde 10 düşmesini sağlayalım istedik. 200 bin ton mısır, 200 bin ton arpayı hasat zamanına kadar. Yani bir sonraki hasat dönemine kadar 100 bin tonu üreticiye, 100 bin tonu sanayiye gidecek şekilde mısır ve arpa sağlıyoruz. Yaptığımız hesapta burada yüzde 10 tasarruf sağladık. Çok olağanüstü olaylar olursa mevcut fiyatın üzerine çıkmamasını sağlayacak. Bu regülasyona henüz başlamamakla birlikte son iki haftada bu açıklamaları yapmamıza rağmen yüzde 2 civarında bir düşüş var ama hedefimiz burada yüzde 10 civarında bir düşüşü yakalayabilmek.
Tüm bu artan maliyetlere rağmen besicilerimizin sürdürülebilir hayvancılık yapması bizler için son derece önemli. 2020 yılının ilk aylarında 25-26 liraydı karkas kesimleri, bugün 45 lirayı beğenmiyoruz. Ama o rakamların neredeyse iki misline çıkmış durumda. Yani artan maliyet enflasyonuyla birlikte piyasanın artmasına müsaade ettik. Bugün Türkiye’de ithal hayvan ile ilgili konu neredeyse kalmamıştır. İhtiyaç var ise yapılır ama besicilerin sürdürülebilir bir şekilde Türkiye’nin kendi dinamizminde bunları yapsın istiyoruz. Neredeyse 1.5 milyon hayvanın ithal edildiği günlerden, çok uzak değil, üç yıl öncesine kadar ithal ediliyordu. Haziran ayın sonu itibariyle 70 bin civarında. Mayıs ayı sonu itibariyle 10 binlerdeydik. Bu yılı da 150 bin civarında kapatmayı planlıyoruz. Türkiye’de ithal hayvan sorunu kalmamıştır. İthal hayvan Türkiye’nin tamamen gündeminden çıkmıştır. Gündeminden çıkması da üreticilerimizin para kazanmasıdır. Şu anda fiyatlar maliyetler noktasında ama en azından Kurban Bayramından sonra bu fiyatların biraz daha toparlayacağını öngörüyoruz. Bu toparlanmada belli bir noktaya kadar para kazanmanız için buna müdahale etmeyeceğimizin bilinmesini isterim” dedi.
“Fiyatların artışına izin vermeyeceğim izi belirtmek istiyorum”
Bakan Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kaba yemde yonca, saman vb. ihracatı durdurarak önceliğimizi çiftçilerimize vermiş durumdayız. Kaba yem ve saman fiyatlarında spekülatif fiyatların artışına izin vermeyeceğimizi ifade etmek istiyorum. Üreticilerimizle görüşüp gerek duyulduğunda kaba yem konusunda bir çalışma yapılabileceğini söylemek isterim. Kaba yem ihtiyacını karşılamak için de yem bitkileri desteğini veriyoruz”
Vedat Yunus İkizoğlu