Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD’nin S-400’lerin alınmaması için Türkiye’ye 2 hafta süre verdiği iddialarını yalanladı. Akar, “Yok öyle bir süre yok. Bende öyle bir bilgi yok. Bu anlaşma imzalandı ve bitti. Bunu Cumhurbaşkanımız da birçok kez tekrarladı.” ifadelerini kullandı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Denizkurdu tatbikatında T.C.G Salih Reis Fırkateyn’nde Habertürk’e röportaj verdi.
Yeni askerlik sistemi
”TSK’nın temel görevi ülkemizin, milletimizin birliğini bütünlüğünü sağlamak. Bununla ilgili yaptığımız mücadelede öne çıkan hususlar birincisi FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ ve terör örgütleriyle mücadelemiz büyük bir başarıyla, azimle, kararlılıkla devam etmektedir. 462 bin kilometrekarelik alanda deniz kuvvetlerimiz kendilerine verilen görevi başarıyla yerine getiriyor. Bu etkinliklerimizi yürütebilmemiz için elimizde iki husus var. Birincisi personelimiz, diğeri silah araç ve gereçleri, lojistik. 1927’den beri devam eden Askerlik Kanunu’muz var. Yeni bir askerlik sistemi olduğu ihtiyacı çıktı. Bütün modelleri gözden geçirdik. Milli ve tarihi değerlerimiz üzerinden hareket ettik. Olabildiğince yeni sistem. Reform diyebiliriz ama temelleri tarihimizde var.”
“Reform diyebiliriz ama kökleri geleneklerimize dayanıyor”
Sistemi kurgularken kişisel, mesleki ve teknik özelliklerini göz önünde bulundurduk. Askerlik gençlerinin eğitim ve işini olumsuz etkilememeli. Bizim asıl meselemiz öngörülebilir ve sürdürülebilir olması. Gençlerin geleceğinin kendi ihtiyaçlarının planlamalarını sağlamak aynı zamanda. Sistemde yükümlülük olarak 2 milyon 200 binşu veya şu şekilde askerliğini ertelemiş gencimiz var. Her yıl takriben 700 bin gencimiz askerlik çağına gelmiş durumda. Bunların uygun bir sıra ve usulle askerlik hizmetlerini yaptırmaya çalışıyoruz. Rakamlarda, sayılarda, istekte, tercihlerde birtakım farklılıklar çıkarsa bu konuda deneyimli olan Bakanlıklarımız var. Bir şekilde kura ile halledeceğiz.
“Harp okullarımız fonksiyonlarını aynen sürdürecek”
Tüm sistemleri çalışırken milli, manevi ve mesleki değerlerimizi daima göz önünde tutuyoruz. Biz hem tarihimizi, milli ve manevi değerlerimizi, mesleki değerlerimizi unutmadan, içinde bulunduğumuz koşullara adaptasyona tam olarak sağlanması için gerekli gayreti gösteriyoruz. Bu sistem tamamlandığımızda subay, astsubay okullarımız fonksiyonlarını aynen devam ettirecekler. Harp okullarımız fonksiyonlarını aynen sürdürecek. Burada kaybettiğimiz, göz ardı ettiğimiz hiçbir şey asla söz konusu değildir.
“Geleneklerimiz ve geleneklerimizi yaşatacak bir sistem”
Profesyonelliği iyi anlamamız ve iyi anlatmamız lazım. Türk Ordusu’nun peygamber ocağı olarak aldığımız ordu-millet geleneği olan bir ülkeyiz. Adı ne olursa olsun tamamen para karşılığı hizmet edenlerden müteşekkil bir ordu istemiyoruz. Mutlaka Mehmetçiğimiz olacak bizim. tüm askerlerin paralı hizmet eden olmasını istemiyoruz. Daima bir tarafta bedelli,bir tarafta yükümlü olarak Mehmetçiğimizi silahlı kuvvetlerdi görmek istiyoruz. Burada muharip birliklerle alakalı çalışmalarımız. Erbaş ve erler de kullanılabilir. Örneğin komanda tugaylarımızı uzman personelimizden teşkil ediyoruz. Silahlı kuvvetlerimizi karma sistem olarak tarihi geleneklerimizi, göreneklerimizi yaşatacak bir şekilde devam ediyor.
“15 temmuz’un zararları büyük ölçüde telafi edildi”
Mehmetçiğin, 20 yaşına gelen erbaş ve er olma hakkı ve sorumluluğu kazanan gençlerimizle alakalı bir sistem bu. Bir tarafta uzman erbaşlarımız, astsubaylarımız, subaylarımız var. 15 Temmuz hain darbe girişiminin verdiği zarar ve ziyanın büyük ölçüde telafi edildi. Buradaki ana sistemi muhafaza edeceğiz. Ana sistemin içindeki gençlerimizin konumu, durumu ve gelişimiyle ilgili. Genç çok yetenekli ama imkan verilmemiş. Biz ona eğitim vereceğiz. Gençlerimiz bunları gecikmeli olarak ikmal edebilecekler.
“Bir asteğmenin aldığı 5 bin lira maaşın 6 katı olacak”
Subay olacak kişilerin yine lisans diploması olacak. Gençlere biz seçim hakkı sunuyoruz, şu şekilde bedelli, şu şekilde dövizli, şu şekilde yükümlü olabilir diye. Gençlerimiz bunu kendi belirleyecek. 30 bin liraya gelince. Arkadaşlarımız ve üniversite hocalarıyla yaptığımız projeksiyonlarda burada hem bizim ihtiyaçlarımızın karşılanması hem de savunma ve güvenliğin tehlikeye girmemesi şeklinde. En optimal olarak arkadaşlarımız 30 bin lirayı buldular. Bir asteğmenimizin aldığı takriben 5 bin lira maaşın 6 katı. Askerlerin maaşı arttıkça bunlar artacak.
“15 binden 50’bine projeksiyon yaptık, en uygunu 30 bin lira”
Bu konu kesinlikle çok ayrıntılı bir şekilde komutan arkadaşlarımız, subay, astsubaylarla, kıtadaki arkadaşlarımızla konuşulup, görüşülüp yapıldı. 15 binden 50 bin TL’ye projeksiyon yaptık, en uygun 30 bin TL. Kendi içinde yeterli sistem. Hem komisyonda hem Meclis’te bu sistemi koruyacak şekilde yapılması lazım. Şu an Meclis’te. Arkadaşlarımız ilgili arkadaşlarla temaslarını sürdürüyor. En kısa zamanda çıkacak. Yoğun bir çalışma içerisindeyiz. En kısa zamanda yasallaşacak, bayram öncesi olabilir.
“S-400 anlaşması imzalandı ve bitti! Bu böyle bilinmesi lazım”
Çevremizde ülkeler var. Onların uçakları füzeleri var. 82 milyonun güvenliği bakımdan birtakım sistemler alıyoruz. Bunların biri de hava savunma sistemi. S-400 bir şekilde belirlendi. Birtakım sıralı çalışmalarla belirlendi,bir anda çıkmadı ortaya. Türkiye’de ilgili kurum ve kuruluşlar, bakanlıklar birtakım kriterler belirledi. Biz bu kriterlerle çıktık ortaya. Birlikte üretim var, ihracat var. Bu anlaşma imzalandı ve bitti. Bunu Cumhurbaşkanımız da birçok kez tekrarladı.
“Haziran’a yetişmeyebilir ama önümüzdeki aylarda gelecek”
F-35’deki sistemlerle oradaki bilgilerin S-400 tarafından algılanacağı bunun da bir boşluk doğurabileceği gibi değerlendirme var. F-35’le S-400’lerin birbirine yakın olduklarını söylüyoruz. Bir çalışma grubu, NATO, ikili heyetler vasıtasıyla bunları görüşelim, tartışalım. Bu bizim için bir ihtiyaç. Amerikalı dostlarımızla müttefiklerimizle görüşmelerimizi devam ettiriyoruz. Amerikalıların son yaptığı teklifle bizim ilgili kurum ve kuruluşlarımız ayrıntılı bir şekilde değerlendirme. Ekim-Kasım ayında sonuçlanacak. Orada başarılı bir şekilde tamamlayabilirsek çalışmalarımızı genişleteceğiz. S-400’lerle ilgili kurum ve kuruluşlarımız yaptığımız anlaşma çerçevesinde anlaşmalar var. Haziran’da yetişmeyebilir ama önümüzdeki aylarda gelecek. Süreç başladı.
“Şu anda 4 pilotumuz ABD’de çalışıyor”
Sayın Cumhurbaşkanımız birçok açıklama yaptı. Hatta NATO Genel Sekreteri de Türkiye’nin egemenlik ve bağımsızlığı noktasında savunma sistemleri alma konusunda hak sahibi olduğunu söyledi. Bu tür açıklamaların ittifak ve dostluk bakımından sıkıntılı olduğunu söylememiz lazım. Açıklamalar bazen maksadını aşıyor. Varsayımlarla ilgili konuşmayalım. Bize verilen sorumlulukları tam olarak sürdürüyoruz. Bizim ödememiz gereken F-35 paralarını ödedik. Bu hususlarda en yetkili hanımefendi tarafından gündeme getirilen hususlar. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim edilmiş dört adet F-35 var. 4 pilotumuz eğitime devam ediyor. Yüzlerce astsubayımız eğitim aldı ve döndü. Bizim Malatya’da F-35’leri konuşlandıracağımız yerde inşaatlar sürüyor. Normal bir düzen devam ediyor.
“ABD anlaşmadan cayarsa, kendi dünyamızı kurarız”
F-35 anlaşmasındaki bütün sorumlulukları yerine getirdik. Peki bu sözleşmede taraflardan biri S-400 alırsa anlaşmadan çıkarılır diye bir şey var mı diyoruz, hayır diyorlar. ABD anlaşmadan cayarsa kendi dünyamızı kurarız. Rus teknik personeli Türkiye S-400 kurulumu çalışmaları için gelecek. F-25, Patriot, Münbiç, Fırat’ın Doğusunu konuşuyor. Oralarda ilerleme olabileceğini ümit ediyoruz.
“Doğu Akdeniz’de hiçbir şekilde oldu bittiye izin vermeyiz”
Bizim burada tabii çalışmalarımız 2000’li yıllardan itibaren daha sonra burada keşifler yapıldı. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak ilkeli davranıyoruz. Asil Türk milletinin burada hak ve hukuku var. KKTC’de bizim kardeşlerimiz var. Buradaki hak ve hukuku göz ardı edemezsiniz. Bizi ve KKTC’yi yok sayarak herhangi bir yere varamazsınız diyoruz. Değerli meslektaşım Yunan Savunma Bakanı ile yaptığımız anlaşma, görüşme çerçevesinde Atina’ya bir heyet gönderdik. 1 hafta içinde Yunanistan’da çalıştılar. Son derece pozitif ve anlayışlı olarak taraflar birbirini dinliyorlar. Biz gerçekten Ege, Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve civarında barıştan, yarardan yanayız.
“İdlib konusunda mutabakat çerçevesinde ciddi aşamalar var”
İdlib’de ateşkesin sağlanması için Rusya ile yaptığımız mutabakat var. 17 Eylül’de görüşmeler birtakım sıkıntılı durumlara girdiğinde sayın Cumhurbaşkanımızın sayın Putin’le sağladığımız bir mutabakat var. Oradaki insanların olabildiğince güven içinde yaşamasına gayret gösteriyoruz. Orada askeri olmaktan çok insani boyutu var çalışmalarımızın. İdlib’in içine girildikçe koşullar daha da zorlaşabiliyor. Mutabakat sağlandıktan sonra orada ciddi şekilde yaptığımız çalışmalar var. MİT, TSK, özel kuvvetlerimiz, insani yardım kuruluşlarımız çok önemli gayretler gösterdi. Ciddi mesafeler kat ettik. Oradaki radikal grupların bir şekilde silahtan arındırılmış bölgeyi terk etmeleri konusunda ciddi aşamalar kaydedildi. Bu gayretlerimizi ciddiyet ve samimiyetle sürdürüyoruz.
“Bizim Esad rejimiyle görüşmemiz söz konusu değildir”
İdlib’de gereği yapılıyor, çekilmemiz söz konusu değil. Ruslardan Esad rejimini durdurmasını talep ediyoruz. Orada muhalifler de var. Biz diyoruz ki, öncelikle rejimin işgal ettiği yerlerden çekilmeleri, daha önce 17 Eylül’de vardığımız mutabakat sınırlarına çekilmeli ve buna bağlı olarak muhaliflerin de ateş kesmelerini sağlamalı. Bu konuda Rusya ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Esad rejimiyle görüşmemiz söz konusu değil. Onlar acımasız bir şekilde hastane, okul, evlerde birçok masum insanın ölümüne sebebiyet veriyorlar. Bu konunun artık bitmesini bekliyoruz.Önümüzdeki günlerde bu konuda gelişme bekliyoruz. 300 bin civarında yer değiştirmeyi tespit ettik. Biz de diyoruz ki, bu devam ederse yeni göç dalgasına sebebiyet verir. Bu Türkiye, Avrupa değil Amerika’ya kadar gidebilir.
“Oranın terörist güvenli bölgesi olmasına izin vermeyiz”
Doğu, Güneydoğu’da terörle mücadelemiz devam ediyor. Bunların çoğunlukla olduğu yerler Irak’ın kuzeyi. Oradaki faaliyetlerimiz de yoğun şekilde devam ediyor. Biz bu terör belasından ülkemizi, milletimizi kurtaracağız. Bu manada da Irak’ın kuzeyinde faaliyetler devam ediyor. Sincar, Mahmur, Kandil, Haftanin, Zap, Metina, Hakurk, Gara’da ne varsa bunların hepsini temizlemek noktasında kararlıyız. Irak’taki mutahaplarımızla konuşuyoruz. Bu konunun bitmesinin iki tarafının da menfaatine olduğunu dile getiriyoruz. Fırat’ın doğusunda, Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge konusunu sayın Cumhurbaşkanımız sayın Putin’le görüştü. Amerikalı muhataplarımızla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Orada herhangi bir şekilde terör koridonun olmasına müsaade etmeyeceğimizi, bunu ülkemiz için tehdit ve tehlike olduğunu, birlikte çalışacağımızı kendilerine söyledik.