Mardin’in Artuklu ilçesinde yaşayan 40 yaşındaki Tekin İliğ, 11 yıllık bir süre boyunca ticaret gemilerinde reislik yaptı. Daha sonra evliliği gereği gemicilik mesleğini bıraktı. İliğ, Mardin’e döndüğünde 8 yaşında iken bir televizyon dizisinde babasının oğluna çakı ile kayık yapmasından etkilendiği ahşap işine başladı.
Gemicilik yıllarından öncede uğraştığı ahşap oymacılığı, kendisini denizlerdeki boş zamanlarında yelken ve savaş gemileri yapmaya yöneltti. Şimdi ise Mardin’in tarihi çarşısında bulunan küçük atölyesinde yaptığı 400’den fazla model ile mutfak eşyaları, süs eşyaları, insan ve hayvan figürleri, ayna çerçeveleri ve gemilerle geçimini sağlıyor.
“Televizyondaki sahneden esinlenerek bir bıçak aldım elime ve ahşap o günden, bugüne geldi”
Uzun zamandır bu meslekle uğraştığını belirten iliğ, “Ahşap işçiliği ile. Benim asıl mesleğim denizcilik. Hatırı sayılır bir süre 11 yıl kadar ticari gemilerde, denizlerde çalıştım. 8 yaşında başladım ahşap işine. Televizyonda gördüğüm dizide bir baba oğlu için çakıyla küçük bir kayık yapıyordu. Rol gereği. Bende oradan esinlenerek bir bıçak aldım elime ve ahşap o gün, bugüne geldi. Profesyonelleşti git gide. Mardin’de bu kadar kapsamlı bir ahşap atölyesi yoktu zaten ilk kuranlardanım. Kapsamlı diyorum çünkü bu sanat sadece ahşap süsleme sanatı şu anki adıyla. Uzun yıllardan Osmanlı döneminden öncesine Selçuklu, Artuklu, dönemlerine ait birçok sanatı iç içe barındıran bir meslek bu. Kündekari, naht sanatı, kalemkari, gibi birçok oyma ve ahşap süsleme sanatı barındırır ahşap işçiliği. Bunun yanı sıra bakır işçiliği ile zenginleştiriyorum ve cam altıyla. Mesela çerçevelerim var naht sanatıyla. Kıl testere ile yaptığımız oymalar var. İç oymalar, iç kesmeler, iç bükmeler. Ahşap yakma sanatıyla ilgilenirim” dedi.
“Burada birçok sanat iç içe”
Sadece ahşap demenin doğru olmadığını vurgulayan İliğ, “Ahşap sanatı çok farklı bir sanattır. Ahşapta imkansız hiçbir şey yoktur. Şu ana kadar dükkanda, atölyemde görülen devede kulak diyebilirim. Onlarca çeşit mevcut. Üç boyutludan tutunda iki boyutlu figürler, benzetmeler, insan silüetleri, hayvan figürleri, birçok minyatür, geçmiş yaşamlarda kullanılan alet edevatları bugün minyatür olarak yaptığımız eşyalar var. Şimdi de kullanımlık değil sergilik, vitrinlik yaptığımız birçok eşya var. Ayna görmek istediğiniz her şeyi gösteren bir çerçevedir. Aynalarda çoğunlukla çerçeve yaparım. Çok istenir benden. Zevkime, o anki ruh halime bağlı yaptığım çerçeveler, figürler çok beğenilir. Mardin’e özgü şöyle motiflerimiz var. Bizde kuş, asma ve töremize özgü sarmaşıklarımız olur. Ekseriyetle biz bunları ahşapta yansıtırız” diye konuştu.
Denizde çalıştığı zamanlarda ve gemide boş zamanları olduğu dönemlerde gemide yaptığını söyleyen İliğ, “Yelken gemiler, maket gemiler, savaş gemileri ve muhrip gemiler gibi birçok gemi yaptığım oluyordu. Şimdi bu elimdeki temsili ama yaptığım gemilerin birçoğu evimde sergi durumunda onları pek bir satışa sunmuyorum. Ahşap işçiliği yaparken muhakkak denizleri anımsatan bir denizyıldızı bir yunus balığı denizi yansıtacak bir figür illaki yaparım. Yaptığım her işin muhakkak eserlerim adıyla bir albümünü yapıyorum. Bunların sayısı takribi 400’ün üzerindedir. Yapılanların toplam sayısı değil sadece çeşit ve model olarak” şeklinde konuştu.
Kübra Nur Atik