Sahil güvenlik ekiplerinin taciz etmemek, turizme sekte vurdurmamak kaydıyla denetim yapmasında sakınca görmediğini ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
“Bu sizin için de doğru olandır. İş eğer işin yürütümünü aksatma boyutuna gelirse ben ona müdahale ederim. Bazen sefer esnasında denetim yapması gerekebilir. Belki sefer esnasında yapması gerekeni limanda bulamayabilir. Bizim de kendi adımıza risklerimiz var. DEAŞ buralarda dolaşıyor, siz farkında değilsiniz. Hedefi ekonomik ve turistik tesislerdir. PKK’nın üç hedefi var. Güvenlik birimleri, turistik tesisler ve ekonomik tesisler. 31 Aralık 2016’dan itibaren İstanbul’da herhangi bir terör olayı yok. Ben işin yürütümünün engellenmesi istemem. Bu şehirde makina, teker dönecek. Teker dönerken de siz de biz de güvenliği bir vesileyle sağlayacağız.”
– “Türkiye’ye haraç kesiyorlar”
Soylu, “Türkiye’den haracını alamayanların, Amerika ve Avrupa’nın haracını almak için bizi sıkıştırmasıdır. Halden geliyorum. Kışın ne zaman domates yedik. Kış domatesi yüzünden hükümet düşüyordu ya, patates, soğan yüzünden. Bazen havadan olur, bazen piyasayı manipüle etmeye çalışanlar olabilir. Adalet Bakanı ve beni bu ülke adına Amerika terör listesine aldı. Şahsım adına almadı ki. Teröristlerle tecavüzcülerin listesine koydular bizi. Ya biz bunlara ya haraç vereceğiz. 28 Şubat sonrası verdik, bankalar battı, 55 milyar dolar hortumlandı. 28 şubat öncesi devalüasyonla verdik. Haraç alamazsa başına PKK’yı, DEAŞ’ı bela ediyor, sağ sol meselesini dert ediyor. Bu hikayeyi gördüğümüz için bir daha buna düşmek istemiyoruz.” diye konuştu.
– “Öfkesini kontrol edemiyor”
Soylu, Ekrem İmamoğlu ile ilgili de şunları söyledi:
“1,5 ayda rotasını şaşırdı, 1,5 ayda öfkesini kontrol edemiyor. Bana diyor ki ‘Senin İstanbul’da ne işin var?’ Ben sanki Ankara’nın İçişleri Bakanıyım. Ben de ona söylüyorum. Duysun gene söyleyeceğim. PKK nereye sızmaya çalışırsa ben oradayım. Çünkü Doğu ve Güneydoğu’da yaptığımız meseleden sonra gelip İstanbul’da birileri İstanbul’un zenginliği üzerinden yeniden PKK’ya can suyu vermeye çalışırlarsa, ben de bunu engellemeyecek olursam, şehitlerimin ruhunu muazzep ederim. Böyle bir tecrübeyi bizim hep birlikte Türkiye’nin istifadesine sunmamız gerekir. Niye S-400 için mücadele ediyoruz. Derdimiz ne? Eğer almazsak yanlış yaparız. Çünkü S-400 alma günümüz bizim bugündür. S-400 bir özgürlük ve bağımsızlık deklarasyonudur. Kim Türkiye’nin özgürlük ve bağımsızlığını istiyorsa. S-400 meselesinde evet hükümet doğru yapıyor diye haykırmalıdır. Amerika’dan istedik, verdin mi, vermedin. Çamura yattı. Şimdi kendimiz alıyoruz, bugün gücümüz yetti. Dün yetseydi, dün alırdık. Bundan geri dönmemek lazım.”
– “Hukukun dışına çıksaydık ipliğimizi pazara çıkarırlardı”
Soylu, hukuk içerisinde hareket ettiklerini dile getirerek, “2,5 yıldır İçişleri Bakanlığı yapıyorum. Hukukun dışında bugüne kadar bir adım atmış olsaydım PKK ve onun ortakları, uyuşturucu tacirleri ve onun ortakları, bugüne kadar her yerimizde açığımızı arayan muhalefet ve ortakları ipliğimizi pazara çıkarırlardı. Ne yaptığımızı biliyoruz.” dedi.
Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığına geldiğinde verilerin kopyalanması talimatı vermesinin hukuken ve ahlaken yanlış olduğunu ifade eden Soylu, “Sen başka bir filmin içerisindesin. Onları vereceksin Canan’a, tahrip edecek. Nasıl olsa bize ait bir değer yok ki kadıncağızda. Ortak değerimiz yok. Ezan değil, bayrak zaten hak getire. Sallayıp sallayıp duruyor. ‘Süleyman Soylu’nun cemaat üyeliğini biliriz.’ diyor. Doğru, bilirsin. Çünkü ben domuz yiyerek büyümedim. Çünkü ben bu toprakların çocuğu olarak büyütüldüm. Topluma kapalı bir insan olarak büyümedim, ailemde topluma açık büyüdü. İktidar partisi ilçe başkanlığından geliyorum, il başkanlığı yaptım, genel başkanlık yaptım, İçişleri Bakanlığı yapıyorum bir tek suistimalimi görebiliyor mu?” diye tamamladı.