15 Temmuz’un üçüncü yılında bazı FETÖ üyeleri, Fetullah Gülen’in darbe girişimindeki rolünün itiraf edilmesini isterken, kurulan kumpasları da açıklayarak örgütün karanlık yüzünü ortaya koyuyor. Örgüt yönetimine tepki gösterenlerin, elebaşı Gülen hakkında, “kalleş”, “yalancı”, “hasta ruhlu biri”, “bize kaypakça kıvırmayı öğretti” dediği görülüyor.
Türkiye’de 15 Temmuz’da askeri darbe yapmaya kalkışan; adı kumpaslar, soru çalmalar, cinayetler, cinsel içerikli şantaj kasetleriyle anılan FETÖ’de kargaşa hakim.
Karanlık yüzü açığa çıkan ve sorgulamaların arttığı terör örgütünde özellikle elebaşı Fetullah Gülen ve üst yönetime karşı eleştiriler yoğunlaşmış durumda. Örgütten ayrılanlar ya da arasına mesafe koyanlar ise eleştirilerle kalmayıp itiraflarda bulunuyor.
Örgütten ayrılanlar site kurdu
“Kitalararasi” isimli internet sitesi ile başlayan açık eleştirilerin son aylarda “munferit.net” sitesinde yoğunlaştığı görülüyor.
Kendini eski üye olarak tanımlayan ve “Gülen’in bütün olanlarda ana suçlu olduğunu düşünüyorum” diyen İsa Hafalır’ın kurduğu sitede yer alan yazılarda hem darbe girişimi hem de kumpaslar itiraf ediliyor.
Bu sitede “Trakya günlükleri” başlığı altındaki 6 ayrı yazıda eski üsteğmen Emir Yıldız’ın kaleminden itiraflara yer veriliyor.
Orduda kumpas itirafları
“Cemaat asla suç işlemez diyen bir kitleyi aydınlatmak ümidiyle yazılmıştır.” ifadeleriyle başlayan yazıda Yıldız, “hususi abilerin” talimatları çerçevesinde “pasakeyfi.com” adlı sitede bir albayın gizlice çekilen uygunsuz görüntülerinin nasıl yayımlandığını ya da “TSKkulis”, “Karanettv” ve “GATAkulis” adlı Twitter hesaplarıyla örgüt üyesi olmayan askerlerin nasıl hedef alındığını ve kendi rolünü bir bir anlattı.
Ayrıca askeri casusluk davasında bir albayın e-posta şifresinin kırılıp bilgisayarına fotoğraflar yüklendiğini kaydeden Yıldız, 15 Temmuz’a ilişkin de itirafta bulundu.
“Pensilvanyalı hocanın güç hırsı ve iktidar mücadelesi uğruna”
Görev yaptığı bölgede tanıdığı ve örgütten olduğunu düşündüğü onlarca kişinin darbede başrolde yer aldığını gördüğünü belirten Yıldız, yazısının sonunda “Abilerinin tesbihatlarla, cevşenlerle büyüttüğü talebeleri ise Pensilvanyalı hocanın güç hırsı ve iktidar mücadelesi uğruna cansız bedenleriyle asker üniformalı olarak yerde yatıyorlardı.” ifadesine yer verdi.
“Tam bir paralel devlet yapılanması kurmuştu”
Aynı sitede “eski üsteğmen O. Er” imzasıyla kaleme alınan başka bir yazıda, askerlerin ankesörlü telefonlardan arandığı doğrulanırken, Ali Ayva’nın “Paralel devlet mi olmuştuk” başlıklı yazısında da “Hiçbir devlet bu durumu kabul etmez, edemez. Fethullah Gülen ve cemaatin karar mercileri gerçekten devlet bürokrasisinde tam bir paralel devlet yapılanması kurmuştu.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Elebaşı hakkında, “Kalleş, sahtekar ve yalancı” yorumları
Nuri Turan’ın, Said Nursi ile Gülen’i kıyasladığı yazılarında ise FETÖ elebaşı hakkında “kalleş”, “sahtekar”, “gizli işler çeviren”, “yalancı” ifadeleri kullanıldı.
Yazılarda, Said Nursi’nin bir “şövalye” gibi cesurca mücadele ettiği ancak FETÖ’nün elinde hep hançer olduğu ve hançerle de ancak arkadan saldırarak adam öldürüleceği belirtildi.
Yazılarda ayrıca Gülen’in 15 Temmuz’un firarilerinden Hava Kuvvetleri ve TSK imamı Adil Öksüz’ü tanımadığını söylese de beraber görüntülerinin çıktığı hatırlatılarak yalancılığına dikkat çekildi.
Gülen’in yalanı ateist yaptı
“Halis” adlı bir kişi tarafından kaleme alınan “Cemaatin ateist olmama katkısı” başlıklı yazıda, Gülen’in Adil Öksüz ve 17-25 Aralık operasyonlarını yapan polisleri tanımadığını ya da eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına üzüldüğünü söylediğine dikkat çekilerek “Dinini Fetullah Gülen’den, cemaatinden ve kitaplarından öğrenen bir kişi olarak Fetullah Gülen’in Anadolu tabiriyle tek ayak üstünde kırk yalan söylemesi bende dinimi sorgulamaya giden yolu açtı.” ifadesi kullanıldı.
Bu yazıya yapılan yorumlarda, bir örgüt üyesi, “Haydi kutlayın bunu, bayram edin sebep olan tüm…” ifadesine yer verirken, başka biri de ateist olmasa da din konusundaki düşüncelerinin değiştiğini kaydetti.
“Hasta ruhlu birisi”
Sitedeki başka yazılara yapılan yorumlardan birinde “15 Temmuz darbe girişimindeki cemaat rolü kabul edilmelidir. ‘Fethullah Gülen’in kesinlikle bu darbe girişiminden haberi yoktu’ şeklinde yaklaşımlar bırakılmalıdır.” denilirken, başka birinde de “Fetullah Gülen yalanı hiç utanmadan söyleyebilen, belki de hasta ruhlu birisi. Buna onlarca kez şahit oldum.” değerlendirmesinde bulunuldu.
“Gülen’in yaptığı beyanatlardaki arızaları sorgulanmalı”
Sitedeki yorumlar arasında, “Bu yapının vatana millete yapacağı tek bir hayır kaldı: Kendi kendini feshetmek, yok etmek.” görüşü yer alırken, başka bir yorumda da “Şimdiye kadar Gülen’in yaptığı beyanatlardaki arızaları cemaat üyeleri tarafından dillendirilmeli ve sorgulanmalı. Gülen ve ekibinin, ‘Şimdi zamanı değil’ mazeretini yüzlerine vurup ‘Bal gibi de zamanı’ demek lazım.” önerisinde bulunuldu.
“Hizmet bize kaypakça kıvırmayı öğretti”
Başka bir kişi de yorumunda, örgütün sözde gazetecilerinin gerçekleri yazamayacağına dikkat çekerek “Çünkü hizmet bize mertçe doğruları konuşmayı değil, kaypakça kıvırmayı öğretti. Maalesef bu böyle.” ifadesini kullandı.
Sosyal medyada da her şeyden haberdar olup da kaçıp giden ancak ihraçlar veya hapis cezaları için “yolun kaderi” diyen örgütün lider kadrosuna tepkiler sık sık dile getiriliyor.
“3 senedir izahatta bulunulmadı”
HerdemBikes adlı Twitter hesabında, örgüt üyelerinin tutuklanmasında “cemaatin idari mekanizmasının sorumluluğu olduğu ancak 3 senedir izahatta bulunulmadığı” belirtilirken özellikle Bank Asya’ya para yatırılması, ByLock kullanılması, sendikaya üye olunması emirleriyle kendilerini kimlerin “ateşe attığı” sorgulandı.
“Çok mu zor kalkıp Türkiye’ye gelmek”
A_wolfenstein isimli hesap da “Gülen, ‘Hizmet’e zarar gelmesin diye intihar ederim’ diyordu. Çok mu zor kalkıp Türkiye’ye gelmek? Çözüm adına neden bu dillendirilmiyor? Kalksın gelsin en fazla ne olabilir, 3-4 sene sonra zaten vefat edecek biri için?” diye sordu.
Örgütün üst düzey yöneticilerinden ve çatı davasının firari sanıklarından Hüseyin Kara, örgüte yakın bir Youtube kanalında bu eleştirilere cevap verdi.
– Kaçak FETÖ’cü kendini peygamberle eş tuttu
Kendini 5 büyük yöneticiden biri olarak gösteren, Pasifik ülkeleri sorumlusu olduğunu belirten firari FETÖ’cü, eleştirileri “adabı aşma”, örgütü terk edenleri ise “zayıf karakterli insanlar” ve dini olarak “kaybedenler” şeklinde nitelendirdi.
Bazı üyelerinin tutuklanırken kendisinin önceden kaçmasını “kader ve Cenab-ı Allah’ın takdiri” olarak açıklayan örgüt yöneticisi, “(Hapistekiler) Manevi açıdan belki kazanımları daha yüksek olacak. Biz de hicretin sıkıntılarına maruz kalarak belki mahşerde muhacirlerin yoğun olduğu, peygamberlerin olduğu yerde dirileceğiz.” diyerek kaçtığı için kendini peygamberlerle eş tuttu.
“Tuzun kuru konuşuyorsun”
Videoya yapılan yorumlarda, “Yöneticilerin hepsi Avrupa’da ‘İmtihan oluyoruz’ türküsü çığırıyorlar. Allah belanızı versin.”, “Tuzun kuru konuşuyorsun.”, “15 Temmuz’dan önce yönetici abiler, her ne hikmetse ailecek gemilerini kurtardılar ve bizlere de ‘Herkes başının çaresine baksın’ diye mesaj attılar ve şimdi de güvende bana ensar-muhacir demagojisi yapıyorlar.” eleştirilerinde bulunuldu.
– “Bizim kendi arkadaşlarımıza gazeteci demiyorum”
FETÖ’cü Hüseyin Kara, açıklamalarının başka bir bölümünde de kaçtıkları ülkelerde Türkiye karşıtı çalışma yapanların aslında emirle haraket eden kalemler olduğunu da ortaya koydu.
Firari FETÖ’cü, “Ben bizim kendi arkadaşlarımıza gazeteci demiyorum zaten. Hasbelkader demişiz ki ‘Sen televizyonda şu işi yap’, ötekine demişiz ki ‘Sen de şu işi yap’. Bunlar gazeteci değil.” dedi.
“Gazetecilikleri ‘USB öncesi’, ‘USB sonrası’ diye ikiye ayrılır”
Darbe girişimi öncesi “Yatakta basacaklar, şafakta asacaklar” tweeti atan Tuncay Opçin de FETÖ’nün sözde gazetecilerine dosya verilerek haber yazdırıldığını itiraf etti.
Opçin, mesajında, “Bazı arkadaşların gazetecilikleri ‘USB öncesi’, ‘USB sonrası’ diye ikiye ayrılır. O yüzden, bırakın gazetecilik tartışmalarını başkaları yapsın. Hepinizin üç aşağı beş yukarı cemaziyelevvelinizi bilirim. O yüzden efendi gibi yerinizde oturun.” ifadesini kullandı.
Bülent Keneş’ten “Gülen’in hükmü kalmadı” açıklaması
Örgüte tepkiler, alt düzeyle sınırla da kalmadı. Kapatılan Today’s Zaman gazetesinin yöneticilerinden Bülent Keneş de örgütü bıraktığını duyurdu.
Keneş, sosyal medya hesabından “Gülen’in genel insani hasletlerine saygısı dışında kendisi için bir hükmünün kalmadığını” açıkladı.
Bu açıklamaya bir örgüt üyesi, “Bülent Bey’in açıklaması bir bakıma malumun ilanıdır. Hizmet hareketinde çok sayıda insan zaten böyle davranıyor artık.” yorumunu yaparken firari İhsan Yılmaz ise “Cemaat yapısının rehabilite olmayacağını anlayan çok kişi deklare etmeden sessizce koptu.” ifadesini kullandı.
Darbe girişimi de sorgulanıyor
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin örgüt yönetiminin, neden sivillerin Akıncı Üssü dahil birçok yerde bulunduğuna dair soruları cevapsız bırakması hatta bunu soranları susturmaya çalışması da tepki çekiyor.
Kapatılan Bugün gazetesinin muhabirlerinden Kamil Maman, her ne kadar inkar etse de 15 Temmuz’da Akıncı Üssü’nde çekilen görüntülerin Kemal Batmaz’a ait olduğunu belirtti.
Batmaz’ın örgüte ait Kaynak Holding’in Üst Yöneticisi olduğuna, Adil Öksüz’le darbe girişiminden hemen önce aynı tarihlerde ABD’de bulunduğuna dikkat çeken Maman, bu kişinin ifadelerinin tutarsızlığına vurgu yaptı.
Ancak Maman’ın, bu ABD ziyaretlerinin amacının ne olabileceği ve darbe emrini kimin verdiğine dair kaçamak bir tutum takınması diğer örgüt üyelerinin tepkisini çekti.
“Senin, benim hayatımı karartan adamı eleştir”
Bir yorumda, “Esas soru şudur: Kemal Batmaz ve diğerleri (o gece Akıncı Üssü’nde bulunan siviller) neden doğruyu açıkça söylemiyorlar? Onları yalan ve dolambaçlı cevaplar vermeye iten motivasyonlar, sebepler, telkinler nelerdir?” diye sorulurken, bir başka yorumda da “Korkma be abi korkma. Daha net konuş. Darbenin arkasında FG’nin (Fetullah Gülen) izi görünüyor, açıklaması gereken bir sürü şey olduğunu söyle. Senin, benim hayatımı karartan adamı eleştir.” ifadeleri kullanıldı.